Faulkner’ın en önemli romanlarından Abşalom, Abşalom!, yazarının sözleriyle “oğullar isteyen ve o oğullar tarafından mahvedilen” bir adamın, Thomas Sutpen’in hikâyesi. Yoksul bir geçmişten gelip Mississippi’de bir hanedan kurmanın ve bu hanedanı sürdürmenin hırsıyla çalışan Sutpen’in bütün bir coğrafyanın çatışmalarını da yüklenen trajik kaderi, Harvard Üniversitesi’nde bir odada iki arkadaş tarafından, farklı kişilerden işitilmiş hikâye parçalarının bir araya getirilmesiyle yeniden yazılır. Bir senfoninin görkemine ulaşan Abşalom, Abşalom! Amerikan Güneyi’ne, alınyazısına ve Faulkner’a bir yolculuk bileti…

Kitabı Mukaddes’ten Güney’in efsanelerine, oradan modern dünyanın karmaşasına uzanan başdöndürücü bir roman, Faulkner’ın edebiyatının zirvelerinden biri.

Yol açtığı etkilerin genişliği, felsefi ağırlığı, üslubunun özgünlüğü, karakterlerinin çeşitliliği, mizahı ve trajik yoğunluğuyla Faulkner’ın eserinin zamanımızda ve ülkemizde bir eşi yoktur.
Robert Penn Warren

Güney’e karşı bütün ilgisine rağmen Faulkner aslında insan doğasının peşindeydi. Bu yüzden biz de, klasiklerimizi büyük kılan manevi amaçtaki o sürekliliği bulmak için Faulkner’a dönmeliyiz.
Ralph Ellison