Bir aşk bunalımının ürünü olan “Ateşler“, bir aşk şiirleri derlemesi sayılabilir, ya da, şöyle de diyebiliriz; belli bir aşk mefhumuyla birbirlerine bağlanmış bir dizi lirik düzyazı. Bu haliyle eser hiçbir yorum gerektirmez, çünkü kurbanına hem bir illet hem bir temayül olarak kendini dayatan mutlak aşk, en eski zamanlardan beri, tecrübe edilmiş bir olgu ve edebiyatın en çok işlenmiş konularından biri olmuştur. Bu kitaba kaynaklık eden aşk gibi, yaşanan her aşkın, karmaşık bir duygular ve şartlar karışımının yardımıyla, verili bir durumun içinde oluştuğu, ardından bozulduğu hatırlatılabilir. “Ateşler“de bu duygular ve bu şartlar kah doğrudan, ama oldukça gizli bir şekilde, başlangıçta çoğu günce notları olan kopuk “düşünceler“ aracılığıyla, kah tersine dolaylı yoldan, efsaneden ya da tarihten ödünç alınmış ve zamanın içinden şaire birer destek olarak hizmet etmesi düşünülmüş hikayeler aracılığıyla dile gelirler.
Marguerite Yourcenar-
(Arka Kapak)
Uçakta, senin yanındayken, tehlikeden korkmuyorum artık. İnsan tek başına ölür ancak.
Asla yenilmeyeceğim. Yene yene yenik düşeceğim ancak. Bozulan her oyun, sonunda mezarım olacak aşka beni kapattığından, hayatım bir zaferler zindanında sona erecek. Yalnızca bozgun anahtarları bulur, kapıları açar. Ölüm, kaçağa yetişmek için harekete geçmeli, onda hayatın keskin zıddını tanımamızı sağlayan o hareketsizliği kaybetmelidir. Ölüm bize, uçarken vurulmuş kuğunun, kim bilir hangi karanlık Hikmet tarafından saçlarından yakalanmış Akhilleus’un sonunu sunar.
Pompei’deki evinin girişinde dumandan boğulmuş kadın için olduğu gibi, ölüm, öteki dünyada, kaçışın koridorlarını uzatır sadece. Benim ölümüm taştan olacak. Mukadderat’ın iskelelerine, açılabilen köprülerine, tuzaklarına, yeraltındaki bütün yollarına aşinayım. Orada kaybolamam. Ölümün, beni öldürmek için, suçortaklığıma ihtiyacı olacak.
Kurşuna dizilenlerin yığıldıklarını, diz üstü çöktüklerini fark ettin mi? İplere rağmen gevşediklerinden, olan olduktan sonra bayılıyormuşçasına bükülürler. Benim gibi yaparlar. Ölümlerine tapınırlar.
Mutsuz aşk yoktur: sahip olmadığımıza sahibizdir yalnız. Mutlu aşk yoktur: sahip olduğumuza sahip değilizdir artık.
Korkacak bir şey kalmadı. Dibe vurdum. Senin kalbinden daha aşağıya düşemem....
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Çeviren | Sosi Dolanoğlu |
Sayfa Sayısı | 120 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Mayıs 2013 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 13,00 / 20,00 cm. |