Yeni bir gün doğuyordu. Milyonlarca defa doğmasına rağmen hiç eskimeyen birşeydisabah, herdefasındayeniydi, her defasında taze, her defasında kuşlarla geliyor, herdefasındabelirenaydınlıktan yeni bir şeyler ummamızı sağlıyordu. Aydınlık çoğaldık.a artıyordu kuş sesleri, kargalar yorgun sesleriyle bana çocukluğumu, hayallerimden hiç kaybolmayan çimen kokulu meyve bahçelerini hatırlıyordu, dağınık düşünce yumağının içinde aşklarla ilgili kederli bir iplik vardı, ucunun nereye bağlı olduğunu sezemediğim bir iplik, bir de katillerin öldüğünü düşünüyordum, bunu neden düşündüğümü bilemden. Yollar sessiz, binalar uykuluydu, kuşları görmüyordum, yalnızca sesleri geliyordu, bir iki fıstık çamını, çiçeklenmiş meyve ağacını görüyordum; onların dallarına saklandılar herhalde diye düşündüm, gece biterken ötmeye başlıyorlar, aydınlık yerleşince susuyorlardı. Parlak, tek bir notayla dümdüz gidiyordu sesleri, sonra bir gökkuşağı gibi çeşitli notalara ayrılarak çoğalıyordu. Gün ağarırken, yalnızken hep olduğu gibi, aşkı ve ölümü düşünüyordu insan. Berrak ve neşeli bir fıskiye gibiydi kuş sesleri. Aşklarla yaralanıyorduk ve katiller de ölüyordu öldürmelerine rağmen. Doğan günden beklediğimbirşeylervardıvebeklediğim bir şeyler olduğu sürece y a ş l a n m a y a c a ğ ı m ı biliyordum, yaşlanmak beklemekten vazgeçmekti, sabahın yeni bir şey olduğuna inanmamaktı yaşlanmak.
(Arka Kapak)
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 142 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 3. Hamur |
Basım Tarihi | Kasım 2010 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 14,00 / 20,00 cm. |