Zeitgeist bir belgesel. Hem de tüm dünyada milyonlarca insanın izlediği ve şaşkınlıkla birbirine anlattığı ilginç bir belgesel. Zeitgeist, dinlerden, dinlerin arkasında büyüyen güç imparatorluklarından bahsediyor ve bu para ve güç imparatorluklarının devletleri ve dünyayı nasıl ellerinde tuttuklarını belgeleriyle ortaya seriyor.
Tek amaçları olan para ve güç için savaşlar başlatıp savaşlar bitiren, krizler yaratıp insanları köleleştirerek daha da büyüyen bu odaklar, nihai amaçlarına doğru emin adımlarla ilerliyorlar. Kimlikleri bile belli olan ve kitapta açıklanan bu güçlerin nihai hedefi, kredi kartları ve benzeri uygulamalarla başlattıkları süreci, insanlara birer çip takarak tam anlamıyla kontrol altına almak ve köleleştirerek operasyonu tamamlamak. İlginçtir; bu konu, İncil’deki Vahiy bölümünde şu şekilde anlatılıyor:
3: 16: Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sol eline ya da alnına bir İşaret vurduruyordu.
B: 17: öyle ki, bu İşareti, yani canavarın adını ya da adım simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin. - İncil Vahiy: 13/16-17
Ancak Zeitgeist’de bir şey anlatılmıyor. O da hikâyenin sonu... Yani amaçları için her şeyi kendilerine hak gören bu şer güçlerin sonu ne olacak? Bu da Kur’an’daki Karun bahsinde birebir anlatılıyor. Kur’an’daki ifadeleri görünce şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz. Çünkü o gün için yazılanlar bütünüyle bu günü ve o güç odaklarını anlatıyor, işte kitapta açıklanan çok sayıda ayetten bir tanesi:
“Derken biz onu, hem de sarayı ile yere geçiriverdik. O vakit Allah’a karşı yardımına gelecek taraftarı da olmadı, kendini kurtaracaklardan da değildi. - Kassas Suresi- 81
(Tanıtım Bülteninden)