Bütün dünya tarihi içinde, insanlığa en çok iyiliği dokunan on kişi sayılacak olsa; bunlardan biri de, kuşkusuz ki Louis Pasteur olurdu. Çünkü bu büyük insan; bilimsel araştırma metotlarını geliştirdiği gibi; Mayalanma, Mikrop Kuramı, Pastörizasyon ve Hastalıklara Karşı Aşı Uygulaması Yöntemlerini bularak da, en içten övgülere hak kazanan Pateur;
Mikrobiyoloji ve Biyokimya yanında cana mal olan ölümcül hastalıklara karşı insanlık alemi için kuduz aşısı, hayvanlar alemi için de şarbon aşısı ve tavuk kolerası aşıları. Canlıların yenidn doğuşuna neden olması açısından Pateur’un dehasına sonsuza kadar minnet ve şükranlarımız sürecektir.
Fransa’nın ücra kasabalarından birinde bir köle torunu olarak dünyaya gelen Pasteur: 40 yaşına geldiğinde, İmparator III. Napoleon’un en saygın dostları arasına girebilmişti.60 yaşında Fransız Akademisi’ne seçilen bu olağanüstü insan; en büyük buluşlarını iki kez kalp rahatsızlığı ve iki kez de felç geçirdikten sonra yapabilecek kadar azimli bir yaradılıştaydı.70. yaş kutlamaları yalnızca Fransa’da değil, fakat dünyanın bütün uygar ülkelerinde aynı coşkuyla yaşandı. Bir süre sonra o artık; toplantılara girişinde Fransız ulusal marşı Marseyyez çalınarak karşılanıyordu.
Mesleğindeki ciddiyet ve çalışkanlığı ile olduğu kadar; iyi bir yurttaş, saygın bir bilim adamı, dürüst bir dost ve şefkatli bir aile reisi olarak da örnek oluşturan ender insanlardan biriydi.