Dersim kendine özgü etno-inançsal yapısıyla çeşitli renkler (Kırmanciya Beleke) içeren bir coğrafyadır. Egemenlerin, hemen her dönem kendi değerlerini dayatma, hor görme, yok sayma, sürgün etme ve kitlesel katliamlarına karşın bu toplum, inadına kültürel geleneklerini nesilden nesile sözlü olarak aktarabilmiştir. Bunu mümkün kılan unsurlardan birisi bu değerlerin doğup neşvu-nema bulduğu kutsal doğası ve toprağıdır. 
Ne var ki yazılı geleneğin gelişmediği bir toplumda sözlü olarak aktarılan belleğin zamanla kesintiye uğraması ve böylece dil başta olmak üzere geleneksel kültürün bozulması riski vardır.
Bu noktada yazılı ve sözlü geleneği birleştirebilmek; tarihsel ve toplumsal bilgiyi üretmek ve bunu gelecek kuşaklara aktarabilmek büyük önem taşımaktadır. Pülümür kitabı, bu çabanın ilk örneklerinden biridir. Akademik/bilimsel kaygılarla hazırlanmış olması ona başka bir değer katmaktadır. Bu yüzden beldemizle ilgili bu özgün çalışmayı önemsiyor ve kitapta emeği olan herkese şükran borçlu olduğumuzu düşünüyorum.