Kılıç, hokka, silah, bilgi, kalem ve satır satır yazılanlar tanık olsun” ayeti kalem, yazı ve satırlara önem atfediyor. Çünkü insanlık yazmayı keşfettiği günden beri yazma eyleminin büyüsünden kurtulamamıştır. Çağlar öncesinde Sümerlerin bugünkü yazı biçiminin temellerini attığı günden beri ortaya çıkan edebi eserler, hukuk metinleri ve siyaset yazıları yazının hayatımızdaki önemini ortaya koyar. Kur’an hitap olarak gelmesine rağmen, ilk halifenin devrinde kitaplaştırılarak hitabın hatırası ve mesajları korunabilmiştir.

Yazmak, hayata tutunmak, eşya ile konuşmaktır; renk, desen, ses ve söz karşısında kendini ve varlığı ebedileştirme çabası ortaya koymaktır. Aslında tüm insani üretimler insan türünün sürekliliğini sağlamaya dönüktür. Bu durum Tanrısal bir güdüdür, Tanrı’dan aldığımız bekâ özünün yansımasıdır.

Yazmayı Tanrısal eylem olarak görmek ve satırlardan süzülen manayı yudum yudum içmek isteyen dostlarıma, bu kitabı hazırlayarak mumdan kayıklarıyla ateş denizinde sağ salim yol almalarını diledim.

Sevgi evreninde yıldız olmanız dileğiyle..