Bazen hasretin vuslattan hayırlı olduğu söylenir. Vuslatın hayrı hasretin kalbinde demlenirmiş zira. Hasret bedeli ödenmeyen vuslatın tadı çıkmayabilirmiş. O sancılı mesafenin içinde, kekre kuytunun gölgesinde bereketli tohumlar bekleşirmiş. Baharı nazlayan kış gibi, dal uçlarını bayram yerine çeviren bir susuşun tetiğini çekermiş. Üveys’el-Karani’nin hırkası şahit olsun. Vuslatı olsaydı Üveys’in, evde bulsaydı Yar’i, kavuşsaydı “En Sevgili”sine, o hırkanın imtiyazlı saadetini yaşayamayacaktı. Vuslat olsaydı o gün Medine’de, yüzyılların yetimi bizler o hasret nişanesi hırkayı medeniyetimizin örgüsü yapamayacaktık. Senai Demirci, Peygamber’e gövde olma sorumluluğunu yüklenmek adına bir iç dökümü yapıyor Hasret-i Peygamber’de. Ruhun gizli patikalarında O’nun ayak seslerini duymaya çalışıyor. Vuslata giden yolun hasret bedelini koyuyor teraziye…
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 120 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Mayıs 2017 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 13,50 / 21,00 cm. |