İslâm bize her daim bir dünya görüşü, bir hayat tarzı, programı ve yolu olmaktan daha fazlasını sunar. Zira bir dünya görüşü sadece bu dünyaya dair cevapları, umut ve kaygıları sunabilir. Oysa İslâm her şeyden önce hakikati dillendirir, terennüm eder, duyurur.  Üstümüzde duran o ağır kapağı kaldırarak bize bir nefes aldırır, var oluşun ve sadakatin ne olduğunu öğretir; hakikatin anlamını sunar.  Ramazan Tamer Büyükküpçü, İslâm ve İnsan kitabında kalbe karşı gelen kaideleri, anlamı, dört terimi, resullerin vazifesini, gayba imanı, vahyi, melekleri, ahiret hayatını ana hatlarıyla sunuyor.  Açıktır ki nihai bir anlamı olmayan hayatı şöyle veya böyle yaşamak, toplumsallığı şu veya bu biçimde tasarlamak ve dünyayı imar etmek imkânsızdır. İslâm bize çok temel bir soruyu; niçin var olduğumuzu daima hatırda tutmamızı ister. Keza bu soruya verilecek cevap arkasından gelecek olan tüm soruları aydınlatacak, bize hayata, topluma, doğru bir yaşamaya dair cevaplar üretmemizin zeminini oluşturacaktır.
İslâm ve İnsan, hayatımızı yeniden gözden geçirme imkânını bizlere sunarak mesuliyetlerimizi de hatırlatıyor.