Ömer’in mihmandarlığında yola devam ediliyordu. Mustafa şimdilik iki, birkaç ay sonra doğacak bebekle birlikte de üç yeni boğaza daha bakacaktı. Onlara babalarının yokluğunu hissettirmeden bakmalıydı.
Ömer nerede dinlendiklerini, hayvanları nerede suladıklarını, nerede yemek yediklerini anlattı yol boyunca. En çok da ardı ardına sıralanmış iğdeler ve kocaman dut ağaçlarının gölgelerindeki anıları duygulandırdı dinleyenleri. Fişek’e bu kez Mustafa binmişti; en sevdiği çocuğunun en sevdiği atıydı Fişek.
O güzel hayvan yanı başında giden arabanın üzerindeki Ali’yi hissediyor, gözyaşları süzülüyordu yanaklarından. Sanki ölümü hissediyor gibiydi bu duygulu kısrak.
Ali’yi dağdan Elbistan’a getiren de oydu, hatta Gülistan’ı ilk kaçırdıklarında Ali ve Gülistan’ı belli bir süre taşıyan da.
Ali’nin o anki heyecan ve sevincini hisseden Fişek, şimdi de Ali’yi ilelebet uyuyacağı yere götürüyordu. Bu defa Mustafa ile son kez gidiyorlardı dağlara doğru…
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 320 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Aralık 2022 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 13,50 / 21,00 cm. |