İndiği dönemden günümüze kadar gençliğini ve tazeliğini muhafaza etmiş olan yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim, aslı olduğu gibi muhafaza edilen tek mukaddes kitaptır.
Çünkü o, İlâhî koruma altındadır. Müslümanlar, ilk günden itibaren Kur’ân'ı anlamak için gayret sarfetmişlerdir. Onu en başta Hz. Peygamber'den (s.a.v) sorarak öğrenmişler, daha sonra gelenler sahabeden, arkadan gelenler sahabeden öğrenenlerden öğrenmişler ve anlamaya çalışmışlardır. Bu vesileyle yüzlerce yıllık bir tefsir ilmi birikimi ve geleneği günümüze aktarılmıştır.
Son ilahî kitap olan Kur’ân, tüm insanlık için öğüt ve şifa, mü’minler için de rehber ve rahmettir. Müslüman hayatın anlam ve amacını Kur’ân’dan öğrenmekte, söz ve eylemlerini de onun rehberliğinde şekillendirmektedir. Bunun için onun doğru bir şekilde anlaşılması gerekmektedir. Yüce Allah’ın kelamı olan Kur’ân’ı, O’nun muradına uygun bir şekilde yorumlamaya çalışan tefsir ilmi de bu ihtiyacı karşılamayı amaçlamaktadır.
Osmanlı dönemi medreselerinde üzerinde önemle durularak öğretilen ilimlerin başında tefsir ilmi gelmektedir. Tefsir ilmine gösterilen bu özel ilginin neticesinde o dönemde çok sayıda müfessir yetişmiş ve birçok tefsir çalışması yapılmıştır. Bu dönemde tefsirle ilgili kaleme alınan eserler, genellikle şerh ve haşiye türünden olmakla birlikte bunun yanında müstakil tefsirler de tedvin edilmiştir. Bunun yanında genel halk kitlesinin ihtiyacını karşılamak üzere kaleme alınan tefsir tercümeleri ve mealler de bulunmaktadır. Bunlardan biri de
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde en çok baskısı yapılan ve okunan Tefsîr-i Mevâkib’dir. Tefsîr-i Mevâkib, İsmâil Ferruh Efendi (v. 1840) tarafından, Horasanlı müfessir, mutasavvıf ve şair Hüseyin Vâiz Kâşifî’nin (v. 910/1504-1505) Mevâhib-i ʿAliyye adlı Farsça tefsirine, kısmî ilaveler ve kısaltmalar yapmak suretiyle tercüme ettiği bir tefsir-meal çalışmasıdır. Tefsîr-i Mevâkib, hem yazıldığı dönemde tercih edilen muhtasar bir tefsîr olması hem de muhtevası bakımından tercüme/meâl türüne misal teşkil etmesi bakımından büyük öneme hâizdir. Onun Mevâkib Tefsiri, Ayıntâbî Mehmed Efendi’nin (ö. 1111/1699) Tibyân Tefsiri kadar meşhur olmuştur.
Elinizdeki çalışma, Şeyh Seyyid Abdülbaki Elhüseynî [kuddise sirruhu] (1943-2023) tarafından eserin günümüz Türkçesine kazandırılmasını istemesinin ardından ilmi bir heyet tarafından üç yıllık bir çalışma sonucunda hazırlanmıştır.
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 752 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Nisan 2024 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 16,50 / 23,50 cm. |